8 Ocak 2009 Perşembe

FİLİSTİN

Her akşam TV ekranında gördüğüm Filistinli küçük kız. Benim yeğenlerim kadar var yok, yedi sekiz yaşlarında bir çocuk. Kıvırcık saçlı, tatlı küçük kız; yumuk elleri, kolları elektriğe tutulmuşçasına titriyor, kocaman siyah gözleri imdat diliyor, adeta "Bizi kurtarın." diye dünyaya haykırıyor.
Dünya ülkeleri, hükumetleri ise, kınamakla üzerlerine düşeni yaptıklarına inanıyorlar ki, başkaca bir şey yaptıkları da yok zaten.
Geceleri beni uykumdan eden küçük kız aklımdan çıkmıyor, o yavrunun gözlerindeki korku, bitmişlik ve onun gibi binlerce çocuğun çektiği acılar beni insanlığımdan utanır hale getiriyor. Keşke doğmasaydım, keşke varolmasaydım diyesim geliyor. Hangi emel, nasıl bir hırs bir halka bunları yaptırabilir, bu denli kanlı, bu denli aşağılık bir oyunun aktörleri haline getirebilir?
Hamuru sevgi değil midir insanın? Eğer insanın sevgi içinde varsa, neden canavarlaşıyor, gaddarlaşıyor, gözlerini hırs bürüyüp; çoluk çocuk, ana, baba demeden, yok etmekten başka bir şey düşünemiyor? İçimizde kin barındırmamamız öğretildi bize ailemiz tarafından, buna karşın İsrail'den nefret etmekten kendimi alamıyorum.
Bilmiyorum beynimde dolaşıp duran bu soruların cevaplarını, düşünüyorum, kuruyorum. çatıyorum; yok, bulamıyorum..
Utanç duyuyorum insanlık adına; kendimi bu duygudan da alamıyorum. Sıcacık evimden, kurduğum sofralardan, huzurlu yataklarımızdan dolayı utanıyorum.
Yapılabilir çok şey vardır belki ama yapmak için istemek gerek. Geç olmadan bir şeyler yapılsın ve bu kan durdurulsun artık. Hep beraber dileyelim, atalarımızın dediği gibi olsun; ZULM İLE ABAD OLAN, YER İLE YEKSAN OLSUN.

Hiç yorum yok: